Geriye dönüş kapalıdır“ derken Tarık Bin Ziyad'ın “Geriye dönüş gemilerini yaktık” şeklinde cümleyi kullandığını, bu cümlenin de ona benzer bir söz olduğunu, Kendisinden elde edilen belgelerde; üzerinde “27 Haziran D.T' ibaresi bulunan, içerisinde çeşitli notların bulunduğu ve bir bölümünde “PKK, TİP, HEP örgütüm olduğu, deneyimli tarihsel örgütlerle devrim düşünmesi tartışmalıdır, Yükselişte hızla iktidar olup, örgütlenmek gerekiyor” şeklinde yazdığının görüldüğü ve PKK, TİP, HEP örgütüm oldu ile kast ettiği şeyin ne olduğu sorulduğunda; bilemediğini, bunları o zaman yazdığını savunmuştur. 152 Şeklinde konuşmalarının olduğu, konuşmasında ERGENEKON soruşturmasının avukatlığını yaptığını beyan ettiği, Orduyu etkilemekten bahsettiği, darbe söylemleri içersinde olduğunun görüldüğü, bu husustaki savunmasında “bugün de darbe zamanıdır ” derken siyasi sosyolojik şartların oluştuğunu söylediği, “Veli KÜÇÜK' ü devlet alamaz” derken, Veli KÜÇÜK'e isnat edilen bazı suçların bulunduğunu, kendisinin başından itibaren mahkemenin bunları ele alamayacağını söylediğini, 27 Mayısın bir gençlik hareketi olduğunu, kendisinin de bu gençlik hareketinin önünde olduğunu, “Ben yaptım” demesindeki kastın da bu olduğunu, 27 Mayısın bütününü kendisinin yaptığını kastettiği anlamına gelmeyeceğini, gençlik hareketi lideri olarak 27 Mayısta ne yaptıklarını söylemesinin çok zor ve çok uzun olduğunu, açıklamak istemediğini beyan etmesinden şüphelinin hala darbe faaliyetleri için zemin hazırlama gayreti içinde olduğu ve bu faaliyetleri medya ve yayın organlarında sürekli dile getirdiği anlaşılmaktadır
Dijital bilgi ve iletişim teknolojilerinin istihdama, eğitime, gelire, sağlık hizmetlerine, katılıma, korunmaya ve güvenliğe erişim sağlama potansiyeline sahip olduğu göz önüne alındığında (ICT4D), kadınların bu yeni iletişim araçlarına olan doğal yakınlığı, kadınlara bir sosyal ayrımcılığın üstesinden gelmek için somut önyükleme fırsatı. KARDEŞİNE sevgi ve saygılarım sunar” ibarelerinin yazılı olduğu bir sayfalık doküman olduğu, Dokümanın (3) ile numaralandırılmış sayfasında, üzerinde Sanık Doğu PERİNÇEK'in isim ve imzası bulunan Yalçın KÜÇÜK'e hitaben yazıldığı anlaşılan, 11 Nisan 99 tarihli el yazması mektup olduğu, içerisinde; güncel konulardan bahsedildiği ve sayfanın ön yüzünde “Apo Yunanistanı AÎHM'ye şikayet ediyor, Türk ve kurt halklarını birbirine düşürmeye çalıştığı için. Sevgili Doğu” hitabıyla başlayan sayfasında, “Ben ODTÜ de hoca iken Muammer SOYSAL öğrenci başkanıydı, bırakmıştı. Sevgili Hocam” ibaresi ile başlayıp, “Neylan” ibaresi ile biten mektup tarzında yazılmış ve 28 Şubat 2000 tarihli bilgisayar çıktısı dokümanın; Neylan isimli şahıs tarafından Yalçın KÜÇÜK'e hitaben yazıldığı anlaşılan mektup olduğu, Neylan'ın yaptığı işler hakkında bilgiler verdiği, (2) ile numaralandırılmış sayfada, Doğu Bey'e yazdığı mektubu ulaştırdığını ve Doğu'nun “Hiç merak etmesin, istediği şeyi yapmaya çalışacağım, ama Onun Adına Hiçbir Tehlike Yok. Amca, Emmi'yi kaçırıp ondan mektubu almasını emretti ama Yamaç ona engel oldu
Çok önemli şeyler söyledim. MEDYA: Bu medya ile ilgili mutlaka bir şeyler yapılmalı. Seninle ucuza ama gerçekten eğlenceli bir şeyler yaşarım. Kendi evimde gerçekleştiriyorum ama eğer isterseniz sizlerin de evine gelebilirim canlarım benim. If you loved this short article and you would like to get much more facts pertaining to Ucuz diyarbakır escortlar kindly pay a visit to the website. Pozisyon sınırım yok yatakta ama sadece bizlere haz verecek pozisyonlarda birliktelik yaşarsak gerçek anlamda beni mutlu etmiş olursunuz canlar. Ancak bu devirde ciddi anlamda güvenilir, escort diyarbakır dürüst bir insan bulmak zor. Sadece beni arayıp uygun bir zaman belirlemiz yeterli olacaktır. Sina 'nın yazısıyla başlayabilirim daha çok zaman ayırabilirim. Zaman aldığım her nefesle akıp giden ve boşa harcandığında kaybını telafi edemediğimiz bir hazine. Çünkü ben her zaman güler yüzlü ve size bedenimi en iyi şekilde sunmaya çalışan hatunlardan biriyim. Ve ben bu dili çok iyi konuşuyorum. “Seks için çiftler enerji biriktirmeli” derim ben hep. Amerikan karşıtı duygularını tartışmak ve olası saldırıları planlamak için haftada üç veya dört kez buluşuyorlardı. Özellikle yaz aylarında oldukça kalabalık bir nüfusa sahip olan antalya bölgesi tatil için gidenlerle birlikte oldukça yoğun bir sezon geçirmektedir. Kendisinin üzerine atılı suçlamayı bildiğini, daha önce savcılık katında avukatlarının nezaretinde C.Savcılarına uzun uzadıya ayrıntılı ifadeler verdiğini, bu ifadelerini aynen tekrar ettiğini, aslında burada ifadelerine ekleyecek çok fazla bir şeyde olmadığını, savcılıkta kendisine sorulabilecek her şeyi sorduklarını ve sorulanlara bütün samimiyetiyle dos doğru cevaplar verdiğini, orada vermiş olduğu ifadesini aynen tekrar ettiğini, savcılık aşamasında da en çok bilgisayarında çıkan bir kısım gizli ve sır niteliğindeki belgelerden ve tutmuş olduğu notlardan dolayı sorgulandığını, bunlara açıklık getirmek istediğini, 30 yıllık gazeteci olduğunu, bu 30 yılın yarıdan fazlasını da Cumhuriyet Gazetesinin Ankara temsilcisi olarak geçirdiğini ve halen Ankara temsilcisi olduğunu, hem kişisel gayreti hem de mensubu bulunduğu gazetenin ağırlığı nedeniyle her taraftan çok yoğun bir bilgi akışına ve haber akışına maruz kaldığını, tüm bu bilgi ve belgelerin hem haber yapmak hem de süreç içerisinde yazacağı kitaplara ya da köşe yazılarına konu etmek için kişisel arşivine koyduğu olduğunu ve gördüğü karşılaştığı durumları kişileri ve bir takım olayları da bilgisayarına not ettiğini, kaldı ki dosyaya giren birçok notun da güncelliğini yitirmiş olması nedeniyle bilgisayarından silmiş olmasına rağmen bir takım kurtarma programlarıyla kurtarılarak güncellenmiş bilgiler olduğunu, bu bilgileri kendisinin zaten sildiğini, Ankara temsilcisi olarak Anakara'daki resmi görevli olan tüm üst düzey insanlarla değişik ortamlarda gazetecilik kimliğimle bir araya geldiğini, bu birlikteliklerin tamamen yasal zeminlerde gerçekleştiğini, kendisine özellikle savcılık aşamasında şüpheli MUSTAFA ÖZBEK ile olan diyaloglarının sorulduğunu, MUSTAFA ÖZBEK' i 2004 yılından beri tanırım, kendisiyle temasım vardır, şüpheli MUSTAFA ÖZBEK' in onursal başkanı olduğu ART Televizyonunda program yaptığını, birde onların finanse ettiği, Strateji Dergisini Cumhuriyet Gazetesinin eki olarak çıkarttıklarını, bunun finansmanına ilişkin hususların tamamen yasal ve faturalı olduğunu, Türk Metal'in ART Televizyonunda program yaptığını, ancak burada yaptığı program karşılığında kendisine yasal ödeme yapamayacakları için Türk Metal Dergisinde yazı yazmasını bunun karşılığında telif ücreti olarak kendisine para vereceklerini bu şekilde ödeme yapabileceklerini söylediklerini, kendisinin de Türk Metal'de yazı yazmaya başladığını, bunun karşılığında da kendi hesabına 1500 TL